Sultan I. Ahmed tarafından yaptırılan Sultanahmet Camii, altı minaresi ve iç mekânındaki mavi İznik çinileriyle Osmanlı mimarisinin başyapıtlarındandır. Bu çiniler sayesinde “Mavi Camii” olarak anılan yapı, görkemli kubbesi ve huzur dolu atmosferiyle dikkat çeker.Caminin önünde yer alan Hipodrom Meydanı, Roma ve Bizans dönemlerinde yarışların ve törenlerin yapıldığı tarihi bir alan olup, günümüzde hâlâ ayakta olan 3.500 yıllık Theodosius Dikilitaşı ile ziyaretçileri geçmişe götürür. Bu üçlü; cami, meydan ve anıt, İstanbul’un zengin tarihini bir arada sunar.

İstanbul’un en büyüleyici yer altı yapılarından biri olan Yerebatan Sarnıcı, Bizans döneminden günümüze ulaşan etkileyici mimarisiyle dikkat çeker. Gizemli atmosferi, suyla yansıyan sütunları ve özellikle Medusa başlı sütunlarıyla ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunar. (Giriş ücretlidir.)

Yaklaşık 1500 yıllık tarihiyle İstanbul’un en görkemli yapılarından biri olan Ayasofya, hem Bizans hem Osmanlı dönemine ait izleri bir arada taşıyan benzersiz bir başyapıttır. 537 yılında kilise olarak inşa edilen ve 1453’te camiye çevrilen bu yapı, yüzyıllar boyunca ibadet ve inanç merkezlerinden biri olmuştur.İçeride yer alan altın yaldızlı mozaikler, görkemli sütunlar ve devasa kubbe yapısı mimari açıdan olduğu kadar manevi atmosferiyle de büyüleyicidir. Ziyaretçiler, hem Hristiyan hem de İslam sanatının izlerini aynı çatı altında görebilecekleri eşsiz bir tarih yolculuğu yaşar.

Programımızı tamamladıktan sonra Çorlu'ya doğru yola çıkıyoruz. Siz değerli misafirlerimiz aldığımız duraklara bırakarak başka bir turumuzda görüşmek üzere vedalaşıyoruz. 
Rumeli Travel'i tercih ettğiniz için teşekkür ederiz.

  Hayallerinizin rotasını çizin, biz sizin için gerçekleştirelim.